Friday, November 27, 2009

Gürer G. Budak, obtained his medical doctor degree from the Gazi University Faculty of Medicine.

Gürer G. BUDAK, M.D., Ph.D.
He also received clinical training in Department of Otolaryngology-Audiology and Voice Center at the Vanderbilt University School of Medicine, TN. USA. He received his Ph.D degree in Physiology, Gazi University Faculty of Medicine, Ankara, Turkey. As a Director of the Department of International Health Education and Communication Center, Ministry of Health, he managed and coordinated international projects including WHO, UNFPA, JICA, GTZ.
He presented numerous national and international seminars, mostly as invited speaker. He is the instructor of several courses and lectures regarding health education, acoustics and nanomedicine. Currently he is the Assistant Professor in the NanoMedicine Research Center at the Gazi University.



(*) Gurer G. Budak, MD, PhD, Nanomedicine Res .Center, Gazi University Medical School,


Kanserde umutlandiran bulusa Turk imzasi

Gazi Universitesi’ nden baskanligini Yrd. Doc. Dr Budak’in yaptigi ekipte yer alan Dr. Yavuz, nano-kapsullerle kanser hucrelerini yok etti

ANKARA (AA) - Gazi Universitesi Nanotip ve Ileri Teknolojiler Arastirma Merkezi’nden Turk bilim adamlari, Washington Universitesi ile yuruttukleri calismada, icinde ilac molekulu bulunan metrenin 50 milyarda biri buyuklugundeki altin nano-kapsullerle kanser hucrelerini yok etmeyi basardi.

Türk bilim adamları, kanser hücrelerini yok etti

Gazi Üniversitesi Nanotıp ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi'nden Türk bilim adamları, Washington Üniversitesi ile yürüttükleri çalışmada, tarihi bir başarıya imza attı.

Başkanlığını Yrd. Doç. Dr. Gürer G. Budak'ın yürüttüğü ekipte görev yapan Dr. Mustafa Selman Yavuz'un Washington Üniversitesi'nden Dr. Younan Wia'nın ekibi ile yaptığı çalışma, saygın bilim dergisi Nature Materials'in kasım sayısında yayınlandıktan sonra, ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times'a da konu oldu.

Çalışma hakkında bilgi veren Gazi Üniversitesi Nanotıp ve İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Budak, kanser tedavisinde son zamanlarda tümör hücrelerinin ya da tümörün geliştiği bölgenin hedef alındığı "güdümlü" ilaç dağılım sistemleri üzerinde yoğun çalışmalar yürütüldüğünü, bu sayede çok daha düşük ilaç dozları ile yüksek tedavi başarısının elde edilebileceğini belirtti.

Güdümlü ilaç dağılım sisteminde, alışılagelmiş yöntemlerde rastlanan ve tedaviye uyumu azaltan sistemik yan etki riskinin en aza indirgendiğini anlatan Budak, başlangıçta teori ağırlıklı yürütülen nanotıp çalışmalarının, artık insan sağlığında kullanılabilecek ürünler verecek düzeye geldiğini, yakın gelecekte tıbbi tanı ve tedavi yaklaşımlarında önemli değişiklikler beklendiğini bildirdi.Nanotıp konusunda dünyadaki önemli araştırma merkezleri ile işbirliği yaptıklarını kaydeden Budak, ekipte yer alan uzmanlardan Dr. Yavuz'un bu çalışmasının, kanser tedavisi ve nanoteknoloji alanında uluslararası düzeyde yürütülen araştırmalar içinde önemli bir örnek oluşturduğunu söyledi.

Tedavi amaçlı üretilen her molekülün insanlar üzerinde kullanı lmadan önce ç ok uzun ve detaylı testlerden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Budak, bu nedenle çalışmada kullanılan taşıyıcı altın nano-kapsüllerin, ilk aşamada laboratuvar ortamında oluşturulan hücre kültürü ve serilerinde denendiğini ve çok başarılı sonuçlar elde edildiğini açıkladı.Bir sonraki aşamada başlatılacak "klinik öncesi faz" çalışmalar ında da canlı dokular ve hayvan deneylerinde benzer sonuçları almayı hedeflediklerini belirten Dr. Budak, "Kanserin pek çok tipi olmasına rağmen, kansere yol açan patolojik süreçler henüz tam olarak aydınlatılamadı.

Tüm kanser tiplerinde başarılı olabilecek bir tedavi bugün için mümkün değil. İleri teknoloji gerektiren nitelikli araştırmalar sayesinde kanser tedavisine adım adım yaklaşılıyor" diye konuştu. ABD'deki bilim çevrelerinde geniş yankı bulan çalışmayı yü rüten Dr. Mustafa Selman Yavuz da kanser tedavisinde umut veren geliştirdikleri yöntem hakkında bilgi verdi.

Çalışmada, kanser tedavisinde kullanılan ilaç moleküllerini, metrenin 50 milyarda biri büyüklüğündeki altın nano-kapsüllerin içine yerleştirdiklerini anlatan Yavuz, kapsüllerin yüzeylerindeki yine nanometrik çaptaki delikleri akıllı polimerlerle kapladıklarını söyledi.Yavuz, yöntemle ilgili şunları anlattı: "İçi ilaç dolu nano-kapsüller hedef kanser hücresine immünolojik (bağışıklık sistemine özgü) yöntemlerle hedeflendikten sonra, yakın kızılötesi ışınlar kullanarak nano-kapsüller ısıtılıyor.

Bu sayede polimerlerle kapatılan delikler açılarak nano-kapsül içindeki ilaç ortama salınıyor.

Burada amaç, kanser dokusunu tek hücre düzeyinde hedefleyerek yok etmek."Dr. Mustafa Selman Yavuz, kullandıkları yöntemin önemli bir üstünl üğünün de geliştirdikleri nano-kapsüller hedef dokuya gidinceye kadar içlerindeki ilacın serbestleşmesinin önlenebilmesi, böylece kontrolsüz ilaç salınımının önüne geçilebilmesi olduğunu bildirdi.

Türk bilimadamından büyük başarı
Sabancı Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hikmet Budak ve ekibi, biyo-yakıt üretimi konusunda yürüttüğü çalışmayla ABD Tarım ve Enerji Bakanlıkları tarafından verilen 1.3 milyon dolarlık ödülün sahibi oldu.


İLİŞKİLİ HABERLER
Konuyla ilgili Sabancı Üniversitesi`nden yapılan açıklamada, ABD Tarım ve Enerji Bakanlıklarının, genetik ve moleküler biyoloji araçlarını kullanarak bitkilerden biyo-yakıt üretimi için yürütülen 7 proje için toplam 6.3 milyon dolarlık kaynak ayırdığı belirtilerek,Doç. Dr. Hikmet Budak`ın yönetiminde, çeşitli üniversite ve araştırma kuruluşlarından diğer 5 bilim adamı ile birlikte yürütülen araştırmanın 1.3 milyon dolar değerindeki ödüle değer bulunduğu kaydedildi.
Projenin, bu alanda Türkiye`de yürütülen tek araştırma projesi olma özelliğini taşıdığı bildirilen açıklamada Hikmet Budak`ın, büyük ölçüde Türkiye`de yetişen, buğdaya benzer "Brachypodium distachyon" isimli bitki üzerinde, 3 yıldır araştırmalar yürüttüğü ifade edilerek, bugüne kadar, Sabancı Üniversitesi`nde bu bitkinin 116 değişik saf halinin geliştirildiği belirtildi. Açıklamada Budak`ın, genetik ve moleküler biyoloji araçlarının kullanılarak bu bitki uzerinde biyo yakıt üretiminin Türkiye`ye uyarlanması konusundaki çalışmalarını 3 yılda tamamlamayı hedeflediği,projenin tamamlanmasından bir yıl sonra araştırma sonuçlarının ürüne dönüştürülmesinin mümkün olabileceği kaydedildi.
Doç.Dr. Hikmet Budak ise konu ile ilgili yaptığı açıklamada: "Çalışmalarımızda artan nüfus ve enerji gereksiniminin karşılanması için alternatif kaynaklar bulunması ve bu kaynakların yaratılması için alternatif yöntemlerin geliştirilmesini hedefliyoruz" dedi.
İklimsel ve sosyolojik değişimlerin sınırında olan bir dünyada yaşadığımızı bu nedenle de sorunların giderilmesi için ileri ve yenilikçi bilimsel araştırmanın bir zorunluluk olduğunu ifade eden Doç. Dr. Budak "Bu çalışma, Türkiye`de alternatif/yeni biyoyakıt üretiminde önemli sonuçlar elde edilerek ülkemizin enerji bağımlılığınının azaltılmasına katkı sağlayacaktır. Ayrıca proje çercevesinde yetişecek lisansüstü öğrenciler ve doktora sonrası arastırmacıların da yetişecek olması bizim için mutluluk vericidir" görüşünü dile getirdi.
Doç. Dr. Budak`ın araştırma projesinde, ayrıca, "USDA-ARS Western Regional Research Center(Albany, CA)", ABD`den Dr. John P. Vogel, Namık Kemal Üniversitesi`nden Metin Tuna ve Avustralya`dan "Commonwealth Scientific and Industrial Research Organisation (CSIRO) `dan Dr. Michelle Watt ve Robert Furbank görev alıyor.
ANKA
http://www.turkishjournal.com/i.php?newsid=5888

No comments: